Elleri, dilleri, gözleri, kulakları hatta jest ve mimikleriyle hep kötülük döktürüp dururken mü’min, onların bütününe iyilikle mukabelede bulunmak suretiyle bunun bir fasit daire haline gelip devam etmesine meydan vermemelidir. Bir Türk atasözünde manzum halde bu durum, “İyiliğe iyilik her kişinin kârı / Kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır.” ifadeleriyle dile getirilir. Dolayısıyla bir mü’mine, münkere marufla karşılık verip “Er kişi” olmak yakışır. Diğer türlü mukabele-i bi’l-misil kaide-i zâlimanesine girerek, “Onlar kötülük adına şunları dedi, bunları etti; ben de karşılık olarak şunları yaptım.” demesi gibi, ancak acûze-i şemtâların dillendirecekleri güft u gû’lara girmesi ve bir yönüyle sevap yolunda günahlara yelken açması ona yakışmaz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder