27 Mayıs 2016 Cuma

Hayâ sıyrılmış, inmiş - Din hayatın hayatı

Mevcut durum, daha çok merhum Âkif’in şu sözlerini insana hatırlatıyor:
“Hayâ sıyrılmış, inmiş: Öyle yüzsüzlük ki her yerde…
Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde!
Vefâ yok, ahde hürmet hiç, emânet lafz-ı bî-medlûl;
Yalan râic, hıyânet mültezem her yerde, hak meçhûl.

Beyinler ürperir, yâ Rabb, ne korkunç inkılâb olmuş:
Ne din kalmış, ne iman, din harâb, iman türâb olmuş!
Mefahir kaynasın gitsin de, vicdanlar kesilsin lâl…
Bu izmihlâl-i ahlâkî yürürken, durmaz istiklâl!"
Evet, günümüzde bu konuda, üst üste çözülme, dağılma, kırılma ve deformasyonlar var. Dolayısıyla böyle bir dönemde, bu akıntıyı tersine çevirecek kerametvari tavırlara, bu tavırları sergileyebilecek irade kahramanlarına ihtiyaç vardır. Sadece kendi iffetlerini düşünmekle kalmayıp milletin iffeti üzerinde de tir tir titreyen, bize ait o nazik ve incelerden ince duygu ve düşünceyi yeniden hayata hayat kılacak ve böylece bu akıntıyı tersine çevirecek yüksek iradelere…
Zannediyorum
“Din hayatın hayatı, hem nuru hem esası.
İhyâ-yı din ile olur bu milletin ihyâsı.”
diyen Hz. Pîr-i Mugân, Şem-i Tâbân da bu ifadeleriyle meselenin ukde-i hayatiyesine temas etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder