22 Aralık 2016 Perşembe

İşaret

Meseleler hep gelip “sohbet-i Cânân”a dayanmalı. Oturup kalkarken, dünyevî meselelerden bahsederken bile ahiret buudlu davranmalı. “Allah’ı başkalarına tanıtma ve bu vesileyle kurtulma”, yapacağımız işlerde rotayı tayin etmeli. Mesela, teknolojiden bahsederken “Bu teknoloji Rabb’imizi anlatma adına ne işe yarar? Şu ilmî inkişafı, Rabb’imizi insanlara duyurma adına nasıl değerlendirebiliriz? Uhrevî hayatımız adına interneti nasıl kullanabiliriz?” sorularının cevabı aranmalı.
Mesela, bugün, biz meşgul olsak da olmasak da internetin de bağımlıları var. Bazıları onu kendi hesaplarına, şeytanın oyuncağı gibi kullanıyor ve sürekli kötülük yayıyorlar. İnanan insan, onu da uhrevî kazanç vesilesi yapabilir. Fakat o dikkatli olur; hangi tuşa dokunacak, hangi sayfaya girecek, bunu iyi belirler. Tahminî bir tuşa dokunurken de “İnşaallah karşımıza iyi bir şey çıkar” mülâhazasıyla teyakkuzda olur. Bunlar, kalb ibresinin göstermesi gereken noktaya yönlendirilmesi açısından çok belirleyici hususlardır.
Bir mü’min, kâinattaki her şeyde Allah’ı gösteren bir işaret bulur; ona bakar, Cenâb-ı Hakk’ın izlerini görür. Bu, teknolojiyle de mümkündür. Mesela, çağın büyüklerinden birinden dinlemiştim, Hz. Bediüzzaman arabayla bir yere giderken radyoda şarkı çıkıyor. Arabayı kullanan şahıs, Üstad’ın lâubalîliğe karşı kapalı olmasına saygısının ifadesi olarak radyoyu kapatmak istiyor. Radyonun düğmesini çevirirken Bediüzzaman kendisine has edasıyla, “Dur keçeli...” diyor, “ben hava unsurunu temaşa ediyorum, havayı insanların hizmetine veren Allah’ın kudretini tefekkür ediyorum.”
Hani daha önce de çok anlattım; Alvarlı Efe Hazretleri, “Dört güzeller” türküsünü duyunca Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’yi hatırlayıp iki gözü iki çeşme ağlarmış. İşte onun gibi, Üstad da orada konsantre olmuş; şarkıyı değil, o şarkının ötesinde hava nimetini dinliyor, onu tefekkür ve temaşa ediyor.
Bu müthiş adamı görmeyi hepiniz gibi ben de çok arzu ederdim. Dizinin dibinde oturmayı, sohbetine ermeyi, dinlemeyi çok isterdim. Nasip... Belki bize görememenin hasret ve hicran sevabı, görenlere de huzurun insibağının sevabı yazılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder