Bazen, kabzın
pençesine düştüğünüzde, ne kadar gözünüz hakikate açılsa, ne kadar ulvî âlemleri
müşahede etseniz de bunlardan hiçbiri aklınızda kalmaz. Önünüzü, arkanızı hep
karanlık görebilirsiniz. Bütün güzel ve inşirah veren kareler silinir gider
zihninizden. Vefa ile bunu basta (iç rahatlığı) ve huzura çevirmek için o
eşikten ayrılmamak gerekir.
Gözünü kapıdan
ayırmadan beklemek lâzım. İnsan sürekli
böyle bir imtihan içindedir. Zaten bu yolda olmayan, bu türlü meseleleri
birbirinden tefrik edecek kadar duyarlı olmayan, hayatın hercümerci içinde
ömrünü geçiren insanların Allah’la (celle celâluhû) bu türlü bir alışverişi
anlaması da mümkün değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder