Ülkemizin en prestijli üniversitelerinden mezun olmuş, diplomasını eline almış, çiçeği burnunda binlerce genç, anne-babasının ve çevresindeki insanların beklentilerine rağmen sadece “ülkem, ülküm, mefkurem..” deyip,
“Cânân dileyen dağdağa-i câna düşer mi,
Cân isteyen endişe-i cânâna düşer mi;
Girdik reh-i sevdaya cünûnuz…
Bize namus lâzım değil, ey dil ki bu iş şâne düşer mi!..”
anlayışıyla seve seve yollara dökülmüşlerdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder