Henüz yedi – sekiz yaşlarındayken bir gün babam: “Şayet Perşembe günü bin İhlâs-ı Şerif okursan Allah Resûlü’nü (sallallâhu aleyhi ve sellem) rüyanda görürsün.” demişti. Ben hangi mülâhazayla, hangi duygularla öyle hareket ettiğimi bilemeyeceğim ama Efendimiz’in (sallall âhu aleyhi ve sellem) nur cemâlini görebilmek için sabaha kadar bin İhlâs’ı okuduğumu hatırlıyorum. O gün olmadıysa bir sonraki gün, o gün de olmadıysa bir gün daha, İhlâs Suresi’ni okumaya devam ettim. Şimdi, O’nu (sallal lâhu aleyhi ve sellem) kendi enginlikleriyle tanımadıkları,âsârını tam takdir edemedikleri ve çok bozuk bir muhitte neş’et ettikleri halde, eğer bir kısım insanların içinde hâlâ böyle bir heyecan varsa bunun sebebi, O’nun saltanatının günümüze kadar uzanması ve temâdî etmesinden başka ne olabilir ki! Evet, All ah (celle celâluhu), hiçbir beşere nasip olmayacak, hiçbir beşerle kıyaslanmayacak ölçüde O’nu (sallallâhu aleyhi ve sellem), ümmet-i Muhammed’e sevdirmiş, kalblerin sevgilisi, gönüllerin sultanı kılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder