Hicret esnasında, Sevr mağarasında Hz. Ebû Bekir Efendimiz için anlatılan bir menkıbe vardır. Bu menkıbeye göre, Allah Resûlü (aleyhissalâtü vesselâm) ve Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh) Sevr mağarasına ulaştıklarında, önce, Hz. Ebû Bekir, zararlı hayvan olup olmadığını araştırmak ve içerisini temizlemek için mağaraya girer; girer ve akrep, yılan ve benzeri hayvanların zarar vermesine engel olmak için, yırttığı cübbenin parçalarıyla oradaki delikleri tıkar. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), mağaraya girer ve bir müddet istirahate çekilir. Ne var ki, Hz. Ebû Bekir’in delikleri kapamada kullandığı bez, son deliği kapatmaya yetmemiştir. Bunun üzerine o, o son deliği de ayak topuğu ile kapatır. İşte bu sırada bir yılan gelir ve Hz. Ebû Bekir’in ayak topuğunu ısırır.
Sahih kaynaklarda aslı olmayan bu meselenin faslının bize ifade ettiği bazı hakikatler vardır. Bunlardan birisi Hz.
Ebû Bekir Efendimizin sadakatidir. Zira hakikaten bir yılanın saldırma tehlikesi bulunsaydı, Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh), ne yapar eder, her türlü tehlike ve meşakkati göze alır, İki Cihan Serveri’ne zarar gelmesin düşüncesiyle yılanın ağzına ayağını basardı. Bu yönüyle burada Hz. Sıddık’ın sadakati vurgulanmaktadır.Menkıbeden çıkarabileceğimiz ikinci bir mânâ ve mesaj ise şudur: Mü’min bulunduğu atmosferde Allah’la irtibatına, dinî ve mânevî hayatına zarar verebilecek her türlü tehlikeye karşı bütün menfezleri kapamalıdır. Buna muhtemel tehlike menfezleri de dahildir. Mü’min, icabında kendi varlığıyla o deliği tıkamalı ve Allah’a şöyle yalvarmalıdır: “Allah’ım! Ben bu noktada dünyevî hayatım itibarıyla her şeyimi kaybedebilirim ama ne olur ya Rabbi, Seninle irtibatıma, kulluk şuuruma zarar verebilecek her türlü tehlikeden beni koru, muhafaza buyur; buyur da ruhumun âbidesi daima dimdik dursun, eğilecekse sadece ve sadece Senin karşında eğilsin.
28 Haziran 2016 Salı
Sevr mağarasında
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder