Söz, tavır ve davranışın ifadesi olması itibariyle izafî bir kıymeti haizdir. Ancak tabiata mâl olmuş, tabiatın bir derinliği hâline gelmiş temsildir ki, başkalarında büyük bir merak uyandırır ve müessir olur.
Meselâ siz arpa kadar olsun hiç mi hiç harama elinizi sürmezsiniz. Hatta şiddetli ihtiyacınız olduğu zaman dahi aynı iradeyi ortaya kor, aynı tavrı gösterirsiniz. Bu bir olur, iki olur, üç olur… ve nihayet sizin bu hâliniz başkalarının nazar-
ı dikkatini celbeder. Hani Seyyid Tâha ve Hacı İlyas’la beraber Hz. Pîr Haliç’ten geçerken başını öne eğer ve nazarlarını hep kayıt altında tutar. Bu durum karşısında Seyyid Tâha ve Hacı İlyas taaccüplerini ifade edince Hz.
Üstad onlara şöyle cevap verir: “Lüzumsuz, geçici, günahlı zevklerin âkıbeti elemler, teessüfler olmasından, istemiyorum.”
İşte bütün bir ömür boyu böyle bir duruş, böyle bir tavır sergilemek çok önemlidir.
13 Haziran 2016 Pazartesi
Haliç’ten geçerken
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder