Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm’ın (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm) hayatından bir kesit sunayım. Uzun zaman münafıklık yapmış birisi, pişman olup doğruyu görüyor ve o pişmanlıkla Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) huzuruna geliyor. O güne kadarki sergüzeşt-i hayatını anlattıktan sonra, kendisi gibi düşünen, arafta, berzahta kalmış daha başka insanların olduğunu, onları da Huzur-u Risaletpenâhî’ye getirebileceğini ifade ediyor. Ancak Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) münafıklara karşı hep perdeyi yırtmayacak şekilde muamelede bulunduğundan o zatın bu teklifini kabul buyurmuyor.
İşte bu, çok önemli bir stratejidir. Çünkü her gün içlerinden birisinin Efendimiz’in yanında yer aldığını gören münafıklar yeni bir cephe oluşturacaktı. Daha sonra kendi yanlışlıklarını müdafaa adına değişik arayışlar içine girecek, ağızlarından bir sürü şey döktürecek, bir yönüyle bâtıla felsefe uydurup bâtıl düşüncelerinde daha da kemikleşeceklerdi. Fakat Rehber-i Kül Mükteda-yı Ekmel Efendimiz aleyhi ekmelüttehâyâ) yüksek fetanet ve firasetiyle buna fırsat vermeden meseleyi çözüme kavuşturmuştu. Böylece o münafıklar yavaş yavaş,
hissettirmeden inananların yanında yerlerini alacak ve nihayet Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm (aleyhi efdaluttahiyyât ve ekmelütteslîmât) ruhunun ufkuna yürüdüğü bir dönemde hepsi eriyip gidecek, onlardan tek bir münafık dahi kalmayacaktı.
6 Haziran 2016 Pazartesi
Münafıklık
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder