16 Ağustos 2016 Salı

Bu gün mah-ı Muharremdir

Peygamber Nesli’nin maruz kaldığı belalar yine Alevîsiyle Sünnîsiyle hepimizin yüreğini dağlamaktadır.
Kendimi idrak ettiğim günden bu yana, gezip gördüğüm tekyelerde, zaviyelerde, medreselerde, sohbetlerinden istifade etmeye çalıştığım âlimlerin, âriflerin ve fazilet ehlinin meclislerinde Kerbela ile alâkalı mersiyeler okunduğuna ve bilhassa Seyyidina
Hazreti Hüseyin’in maruz kaldığı zulüm hikaye edilirken herkesin hıçkıra hıçkıra ağladığına çokça şahit olmuşumdur. Alvarlı Efe Hazretleri’nin:

“Bu gün mah-ı Muharremdir, muhibb-i hanedan ağlar.

Bu gün eyyam-ı matemdir, bu gün âb-ı Revan ağlar.

Hüseyn-i Kerbela’yı elvan eden gündür.

Bu gün Arş-ı muazzamda olan âli divan ağlar.

Bugün Âl-i abanın gülşeninin gül eri soldu,

Düşüp bir ateş-i dilsuz, kamu ehl-i iman ağlar

Güruh-i hanedana Lütfiya kurban ola canım,

İla yevmil kıyame can ile ehl-i iman ağlar.”

sözleri hala kulağımdadır; bunlar söylenirken duygu pınarlarımızın coştuğu ve gözlerimizin yaşlarla dolduğu da hafızamda bugünkü gibi canlıdır.
Bu itibarla, ülkemizin, milletimizin ve topyekün insanlığın selameti hesabına, böyle ortak meselelerde bir mutabakat sağlayarak bir araya gelmemiz, karşılıklı olarak konuma saygılı davranmamız; dünkü kavga
sebeplerini bugüne taşıyarak yeni çatışmalara meydan vermememiz ve asla birbirimizi suçlayıcı söz, tavır ve davranışlara girmememiz gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder