14 Eylül 2016 Çarşamba

Çünkü meknûn o büyük sûrede

Allah Teâla Asr sûresinde de “Yemin olsun zamana; insanlar hüsranda.. ancak şunlar müstesna: İman edip makbul ve güzel işler yapanlar.. bir de birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler.” buyurmuştur. Bu sûrede yer alan “ve tevâsav bi’l-hakkı ve tevâsav bi’s-sabr” ifadesi de, yine aynı müşarekete vurguda bulunmakta; mü’minlerin birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye etmeleri kurtuluşlarına bir vesile olarak gösterilmekte; dolayısıyla sürekli kafa kafaya vererek kol ektif şuuru harekete geçirmeleri, beyin fırtınaları yaparak ortak kararlar alıp onları uygulamaları ve her zaman birbirlerine hayır ve sabır tavsiyesinde bulunmaları istenmektedir. Onun içindir ki, değişik vesilelerle bir araya gelen Ashâb-ı Kirâm efendilerimizin Asr sûresini okumadan ayrılmadıkları rivayet edilmektedir. Merhum M. Akif bu rivayeti şöyle şiirleştirmiştir:
“Hani, Ashâb-ı Kirâm ayrılalım derlerken,
Mutlaka “Sûre-i ve’l-Asr”ı okurmuş, bu neden?

Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-ı felâh,

Başta îmân-ı hakîkî geliyor, sonra salâh,

Sonra hak, sonra sebât: İşte kuzum insanlık

Dördü birleşti mi yoktur sana hüsrân artık.”

Söz konusu ayet-i kerimede mü’minlere emredilen diğer husus “râbitû” kelimesiyle ifade edilmektedir. “Ribât” tabiri, bir yönüyle, irtibat manasına gelmekte ve yine mü’minleri bir hey’et teşkil etmeye, kollektif şuuru işletmeye ve yakın alâka ile birbirine destek olmaya çağırmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder