Hakperest olmak lazım; yakın ve önde olmak kimin hakkıysa onun yakında tutulması ve öne çıkarılması lazım. Kardeşiniz değil, kardeşinizin oğlu değil, amcanız ya da amcanızın oğlu değil; kabileniz, aşiretiniz, köylünüz, kentliniz de değil.
Diyanet’e sözüm geçtiği dönemde, hiçbir Erzurumluya randevu vermedim, iş ve vazife konusunda yardım
istemek için doğup büyüdüğüm yerden gelen hiçbir insanı kabul etmedim. Birisi oldukça liyakatliydi; çok güzel sesi vardı ve iyi bir yere müezzin olarak tayin edilmek istiyordu; yardım etmem için kaç defa geldi gitti. Bir gün, benden aradığını yine bulamayınca merdivenlerden inerken çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağladı ve “Benim suçum ne, Erzurumlu olmam mı?” dedi. Oysa, ben gençliğimden itibaren Ömerî olmaya ahd etmiştim. Hazreti Ömer’in öz torununu sokakta görüp tanımadığını, kendi torununu tanıyamayacak kadar bütün ümmetin dert ve ızdıraplarıyla dolu olduğunu okuyup öğrenince hayran kalmıştım ona. Evet, size de Ömerî davranışı esas almak düşer. Eğer siz, bir Erzurumluyu kayırırsanız, Türkiye’deki seksen küsür vilayetliyi küstürürsünüz. Fakat siz, size ait şeyleri nefy eder ve bir kenara korsanız, Al ah etrafınıza öylelerini toplar ki, onlar sizin kenara koyduklarınızın kat kat üstünde size kaşı vazife ifa ederler.
30 Ekim 2016 Pazar
Hakperest
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder