Bizim zamanımıza doğru gelinirken, yine ortada kaldırılması gerekli olan ağır bir yük vardı. Merhum Akif’in
“Hâlık’ın nâ-mütenâhî adı var, en başı Hak
Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak!”
mısraıyla ifade ettiği gibi, samimi kullar, hakkı tutup kaldırma vazifesiyle karşı karşıyaydı ve herbiri o vazifenin kendi omuzlarına yüklendiğine inanıyordu. Hayır ve hasenât adına yapılacak her şey hakkı tutup kaldırma, dine el uzatıp onu sürüm sürüm olmaktan kurtarma, kendi kıymetine yükseltme ve gerçek konumuna ulaştırma demekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder