19 Kasım 2016 Cumartesi

Gel Habibim ben sana aşık olmuşam

Cenab-ı  Hakk’ın  yarattığı  varlığa  karşı  muhabbeti  Zatına  olan  sevgisinin  bir  ifadesidir.  Bu  hakikati  izaha
geçmeden önce sevgi kavramı açısından bir hususun farkına varılması gerekir; sevgi aslında bir zaaftır, birine karşı belki de elde olmadan gösterilen bir temayüldür. Onun için sevgiyi Zat-ı Uluhiyete isnad ettiğimizde ve buna
benzer  durumlarda,  O’nu  münezzeh  ve  müberra  gösterme  ihtiyacını  hissediyoruz,  “La  teşbih”  diyoruz;  diyoruz
çünkü başka türlü ifade etme imkanımız yok.
Bir örnek arz edelim isterseniz; Süleyman Çelebi mevlidinde;

Gel Habibim ben sana aşık olmuşam,

Cümle halkı sana bende kılmışam

  diyor. “Aşık olmuşam” sözünü nasıl izah edersiniz? Aşk, insanın çok defa elinde olmadan özel ikle karşı cinse
gösterdiği temayülün adıdır, bir zaaf göstergesidir ve bunlar bizim telakkimize göre Zat-ı Uluhiyet açısından ters
şeylerdir. Fakat şu da bir gerçek ki başka türlü ifade imkanımız yok.
Meselenin  bir  başka  yönü  ise  Zat-ı  Uluhiyet’in  mevcudiyeti  mülahazasına  bağlı  olarak  yapılan  temsil  ve
teşbihlerdir.  İşte  bu  noktada  ben  temsil  desem  de  teşbih  demeden  kaçınıyorum.  Çünkü  el,  ayak,  kudret konuşma, idrak, dileme gibi kavramlar ister istemez insan zihnine bütün bunlarla muttasıf varlıkları akla getiriyor.
Onun için bu türlü misal verilmesinin gerekli olduğu yerlerde “Velehü’l meselü’l a’lâ” veya “Bir misal e meseleyi
ortaya koyma, vaz’etme” demeyi tercih ederim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder