Bize ne zaman “Sıra sende” deneceğini de bilmiyoruz. Buna rağmen çoğumuz ölümün bir gün gelip çatacağından habersiz yaşıyoruz. Münebbihat’ın
başındaki nasihat de bu hakikati ifade etmektedir:
“Ya men bidünyâhu’ş-tegal / Kad garrahu tûlu’l-emel
Evelem yezel fî gafletin / Hattâ denâ minhu’l-ecel
El-mevtu ye’ti bağteten / Ve’l-kabru sundûku’l-amel.
Isbir alâ ehvâlihâ / Lâ mevte il â bi’l-ecel.”
Ey dünya meşgaleleriyle oyalanan zaval ı! Upuzun bir ömür ümidiyle hep aldandın. Yetmez mi artık bunca gaflet ve umursamazlığın. Bak, yaklaştı ötelere yolculuk zamanın; unutma ölüm çıkıp gelir bir gün ansızın. Seni 3/5
bekliyor kabir, o ki amel sandığın. Öyleyse, kov dünya endişelerini ve sabra sığın; ecelin dolup da yolculuk anın gelene dek hâlâ var bir fırsatın.” Evet, “El-mevtu ye’tî bağteten–Ölüm ansızın çıkıp gelir.” Ve herkes o yolculuğa ne hazırlamışsa kabrini onunla donatır. Bazıları çeyiz sandığı elinde şeb-i arusa gidiyor gibi ona doğru yol alır.
Kimisi de el eri boş bir müflis gibi kabre varır ve onu hatalarının, kötülüklerinin ve günahlarının sandığı olarak bulur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder