Sevgi ile alakalı bir örnek daha arzedelim isterseniz; Kur’an-ı Kerim’de “İn küntüm tuhibbûnal âhe fettebiûnî
yuhbibkumul âh – Eğer Al ah’ı seviyorsanız bana ittiba edin ki Al ah da sizi sevsin.” buyuruluyor. Buradaki Al ah
sevgisini nasıl anlayacağız? Selef bu mevzuda; “Detaya inmeyelim, çünkü mezel e-i akdamdır (ayakların kayma
noktasıdır), inhiraflar, sapmalar yaşayabiliriz.” demiş. Ama bazıları da tam aksine farklı bir zaviyeden bu Al a
sevgisini, kısmen aşık-maşuk münasebetini andıracak şekilde ele almış yazı ve şi rlerinde. Mesela, Rabiatü’l
Adeviye;
“Lev kâne hubbuke sâdikan le eta’teh
İnne’l muhibbe limen yuhibbu mutîu –
Senin Cenab-ı Hakk’a
olan sevgin iddia ettiğin gibi doğru olsaydı O’na itaat ederdin. Zira seven kimse Sevdiği’ne itaat eder.” diyor.
Efendimiz sal al âhu aleyhi ve sel em’e “Habibul ah” denmesini de bu zaviyeden değerlendirebilirsiniz.Zira eğer sadece Efendimiz’in Al ah’a olan sevgisinden bahsedilseydi -ki bazıları insan Al ah’ı sevemez, itaat eder derler,
bu Al ah’ı bilmeyenlerin kabaca laflarından ibarettir- O’na “Habibul ah” denmezdi de “Muhibbul ah” denirdi. Oysa
ki “Habibul ah” siga açısından hem fail hem de mef’ul manası verir. Bu durumda “Habibul ah” Al ah’ı seven ve
Al ah tarafından sevilen manasına gelir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder