20 Kasım 2016 Pazar

Insibağ

Ümmü Eymen Validemiz; Hazreti Üsame’nin annesi, Rasul ul ah’ın hizmetini gören mübarek bir kadın.
İnsanlığın İftihar Tablosu’nun ahirete irtihalinden sonra Hazreti Ebu Bekir ve Hazreti Ömer onu ziyarete
gidiyorlar. Görüyorlar ki Ümmü Eymen ağlıyor. Al ah Rasülü’nün (sal al ahü aleyhi vesel em) vefatından dolayı
ağladığını zannedip tesel i etmeye başlıyorlar. Ümmü Eymen onların sözünü keserek diyor ki; “O’nun vefatıyla
vahiy kesildi, vahyin bereketinden mahrum kaldık, ben ona ağlıyorum.” Basiretli kadın… Şimdi her gün, her
zaman önünüze inen böyle bir sofranın kesilmesine nasıl ağlamayacaksınız ki?
İnsibağa gelince; peygamberlik daire-i kudsiyesine mahsus bir şey o. Bu yüzden onun kendi ulviyet ve enginliği
içinde kabul enilmesi; müteal (aşkın) olduğunun, dolayısıyla ulaşılmazlığının idrakinde olunması gerektiğine
inanıyorum. Bununla beraber şunu ilave edelim; peygamber olmayan insanların da insibağları vardır. Meselâ,
Hazreti Ebu Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali, Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Zeynelabidin Hazretleri.. hemen hepsinin huzurunun kendine göre bir insibağı vardır. Ebu Hanife Hazretlerinin ya da
Bediüzzaman’ın huzurunda oturma imkanı olsaydı, huzurun insana ifaza ettiği insibağın, sizin çehrenize uhrevîlik
adına çaldığı boyanın ne demek olduğunu, sizi uhrevîlik adına nasıl plâstize ettiğini görecektiniz, duyacaktınız. İç
aleminizde meydana gelen değişikler itibarıyla belki de kendi kendinize hayranlık duyacaktınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder